🐆 Tolstoy Un En Iyi Romanı
3etAt. ALİ C. TOPRAKOluÅŸturulma Tarihi Mayıs 30, 2017 1139Tolstoy’un “Mürekkep hokkasının içine vücudundan etler bırakarak†yazdığını söylediÄŸi, ölümsüz romanı... Okurun, “Sayfalarına ruhumdan kabuklar bıraktım†diyeceÄŸi romandır ‘Anna Karenina’. Romanın, Tolstoy’un zihninde filizleniÅŸi 1870 yılına rastlar. Çerçeve basittir; yüksek sosyeteye mensup aldatan kadın ve onun âşığı. Tolstoy romanı zihninde dolaÅŸtırmaya devam eder. İki yıl sonra, ismi Anna olan bir kadın, uÄŸradığı ihanetin öcünü almak için kendisini yük treninin önüne atar. Parçalanmış bedeni görmek için istasyona gidenlerden biri de Tolstoy’dur. Geride bıraktığı notta kadının yaÅŸadığı hezeyanı gören Tolstoy çok etkilenir. Kadını o istasyona götüren nedenleri hayal etmeye çalışır. Yaklaşık bir yıl sonra, Tolstoy romana baÅŸlayacak, dünyanın en ünlü insipitlerinden birini yazacaktır “Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluÄŸu kendine gö beÅŸ yıl çalışacağı, planında on iki kez deÄŸiÅŸiklik yapacağı, bittiÄŸinde kökleri yeraltı sularına, yaprakları göğe uzanacak bu ölümsüz aÄŸacı Tolstoy, yaÅŸamdan damıttığı özsularla böyle Karenina’ doÄŸa, toplum, insan tasvirleriyle Tolstoy’un dehasının incelikli bir örneÄŸidir. Aristokratların hayatı balolar, tiyatrolar, şık kulüpler, çok dilli sosyal ortam, at yarışları, av partileri ile anlatılırken; köylüler tarlada gösterilir. Erasmus’un ‘DeliliÄŸe Övgü’sünde yer verdiÄŸi köylünün bir benzerini görürüz; çalışmanın erdemini kavramış bir köylü tipi yaratır Tolstoy da. Ancak idealize etmez. Kâh alın teriyle çalışırken, kâh iÅŸten kaytarmaya uÄŸraşırken, kâh iyilikle ve yalınlığın bilgeliÄŸiyle donanmış halde çıkarır köylüleri karşımıza. Tezatların gösteriliÅŸi, Tolstoy’un en güçlü yanlarındandır. Romanda Moskova ve Petersburg da birer hikâye kiÅŸisi gibi karakterize edilir. Moskova bürokratik, gelenekçi ve kasvetlidir; Petersburg ise eÄŸlenceli, özgür, modern. Åehirlerin bu özelliÄŸi, orada yaÅŸayan insanların davranışlarına da yön verecektir. Romanın temel kiÅŸilerinden Anna ve Vronski Moskova’da tanışır örneÄŸin. Ancak iliÅŸkileri Petersburg’da yaÅŸanır. Stiva her fırsatta Petersburg’a “nefes almaya†gider. Romandaki en kritik mekân ise kuÅŸkusuz tren garıdır. Anna ve Vronski bir tren garında tanışır, yıllar sonra Anna bir tren garında intihar insanı anlatır. Hataları, gelgitleri, acıları, umutları, zaafları, mutlu olma isteÄŸi, arzuları, inançları ile insan, dinamik bir varlıktır Tolstoy romanlarında. Karakterler, farklı durumlarda farklı farklı ÅŸekillerde davranır ya da biz onların zamanla deÄŸiÅŸtiÄŸini görürüz. Mazbut ve yuvasına baÄŸlı bir kadın olarak tasvir edilen Dolli, Anna ve Vronski’nin iliÅŸkisini hayranlıkla seyreder örneÄŸin. Merkezde bir aldatma hikâyesi varmış gibi görünse de Tolstoy’un amacı baÅŸkadır. Toplumun ikiyüzlülüğünü gösterir ve ahlak kurallarını sorgular. Evlilik dışı iliÅŸkinin yaygın olduÄŸu bir sosyal çevrede Anna, böyle bir iliÅŸki yaÅŸadığı için deÄŸil, bunu saklamadığı için dışlanmıştır çünkü. Anna uygunsuz bir iliÅŸki yaÅŸamış gibi de gösterilmez; tepeden tırnaÄŸa aÅŸka kesmiÅŸ, cesur bir kadın olarak kazınır belleÄŸimize. Kanun yapıcıların babalar ve kocalar olduÄŸu bir hukuk sisteminde, boÅŸanamamış bir kadındır Anna; evlilik kalkanının ardında sinsice iliÅŸki yaÅŸayan biri Karenina’ en çok, hayatlarımızın birbirine ne kadar baÄŸlı olduÄŸunu göstermek için yazılmıştır belki de. VerdiÄŸimiz kararların baÅŸka insanları ne denli etkilediÄŸinin aynası gibidir tüm bu anlatı. Anna Moskova’ya gitmeseydi, Vronski Kiti ile evlenecekti büyük ihtimalle. O aÅŸk Anna’ya iyi gelse, Anna’nın kalbi zehir dolmayacak ve Anna intihar etmeyecekti belki...‘Anna Karenina’ bir baÅŸyapıt. Hasan Âli Ediz’in yetkin çevirisiyle iyi bir okuma seçeneÄŸi olarak KARENİNA ÂLev TolstoyÇev. Hasan Âli Ediz Yordam Kitap, 2017 1. Cilt 591 sayfa, 20 TL2. Cilt 496 sayfa, 18 TL.
Seite nicht gefunden! Es tut mir leid, aber wir können die Seite nicht finden, die Sie suchen. Vielleicht wurde sie aus Aktualitätsgründen inzwischen gelöscht. Bitte versuchen Sie eine der folgenden Optionen Zur Homepage
dünya edebiyatının en iyi on romanını seçmek çok zordur. birçok eleştirmenin ve okurun listesi farklıdır doğal olarak. ancak hemen şunu da belirteyim en iyi on romanı seçmek aslında dünyadaki tüm romanları okumadan karara bağlanabilecek bir şey değildir. ama tüm romanları okumanın imkansız olduğu düşünülmeli ve eleştirirken bunun göz önünde bulundurulması naçizane tavsiyemdir. ayrıca begeni meselesinin göreceliliğine de deginmeme gerek oldugunu düşünmüyorum bile.. 1- don kişot cervantesklasik bir seçimle başladım ama gerçekten de don kişot, dünyanın en iyi romanı bence de. hem karakterlerinin ölümsüzlüğü, tekniğinin mükemmelliği, döneminin edebiyatını ve durumunu hicvedişi ve hem de roman türünün yolunu açması bakımından birinciliği fazlasıyla hak anna karenina tolstoytolstoy'un bu romanı birçok eleştirmen ve yazara göre en iyi romandır. gerçekten de en iyisi olabilirdi ama don kişot olmasaydı. anna karenina da tekniğinin mükemmeliği ile dikkat çekiyor. roman türünün o döneme kadarki en iyi yapıtıydı teknik açıdan. iç monolog tekniği ilk kez bu romanda kullanılmıştı. anna karakteri ise madame bowary ile birlikte en iyi kadın karakter olarak suç ve ceza dostoyevskibilindiği gibi ortak kanı, bu romanın dünyadaki en güzel roman olduğudur. yazılmış en iyi psikolojik betimlemeler de bu romandadır. teknik açıdan kusurları olması, onu üçüncü sıraya kardeşler dostoyevskiteknik açıdan suç ve ceza'dan daha iyi olmasına rağmen, onun kadar sürükleyici değildir. bu nedenle onun gerisindedir bence. üstelik karakterleri de raskolnikov kadar başarılı da değildir. herkes raskolnikov'u bilir, ama ivan karamazof'u kaç kişi hatırlar?5-ulysses james joycedon kişot'tan sonraki en devrimci yapıttır ulsses. roman türünün gidişatını değiştirmiştir. modernizmin tam anlamıyla başlatıcısı olmuştur. sayısız farklı üslüp, teknik, biçim , tür denenmiştir romanda. ama zor okunurluğu onu sırada gerilere düşürmüştür benim yüzyıllık yalnızlık gabriel garcia marquezçağımızın ustası marquez'in bu romanı da don kişot ve ulysses gibi adeta manifesto niteliğindedir. yepyeni bir akımın yerleşmesine en büyük etkiyi yapmıştır. latin amerika edebiyatının dünyaca tanınmasını sağlamıştır. ayrıca yeni romancıların savının geçersiz olduğu ortaya konmuştur. yeni romancılara göre roman türünün sonu gelmişti. oysa marquez öyle bir roman yayınladı ki, dünya edebiyatı bir anda sarsıldı. büyülü gerçekçilik akımının en iyi zamanın izinde marcel proustproust'un bu yapıtı ulysses ile mücadele edebilecek iki yapıttan biridir modern romanda diğeri niteliksiz adam. zaman kavramını altüst eden roman, sadece edebiyatı değil, diğer sanat dallarına da bu açıdan etki adam robert musilüslubun güzelliği açısından bence hiçbir roman niteliksiz adam ile baş edemez. o kadar pürüzsüz, akıcıdır ki, okur kendini bir anda romanın içinde olaylar arasında bulur. ama konusunun karmaşıklığı okuru zorlar biraz. ayrıca yazar her ne kadar evrensel bir tema belirlemişse de sanırım bunu yeterince romana ve barış tolstoytolstoy'un bu destansı romanı, roman türünün en devasa yapıtıdır. hiçbir uzun soluklu yapıt, savaş ve barış'ın bütünlüğünü ve edebiliğini aşamaz. yaklaşık 500 karakter yer alır romanda. okur bunların çoğunu az çok gözünde canlandırabilir. tekniği sağlam olay akışı kusursuzdur. 10-madame bovary gustave flaubert flaubert'in bu basyapiti kendi donemine kadar don kisot disinda en cok sansasyon yaratan, en cok tartisilan kitabiydi. mahkemelere dahi dusmustu. ancak aklanan bu roman hic kuskusuz tum zamanlarin en iyi romanlarindan biri olarak karsilandi. romantizm akimini bitirdi, realizm akimini baslatti.
dünya edebiyatının en iyi on romanını seçmek çok zordur. birçok eleştirmenin ve okurun listesi farklıdır doğal olarak. ancak hemen şunu da belirteyim en iyi on romanı seçmek aslında dünyadaki tüm romanları okumadan karara bağlanabilecek bir şey değildir. ama tüm romanları okumanın imkansız olduğu düşünülmeli ve eleştirirken bunun göz önünde bulundurulması naçizane tavsiyemdir. ayrıca begeni meselesinin göreceliliğine de deginmeme gerek oldugunu düşünmüyorum bile.. 1- don kişot cervantes bir seçimle başladım ama gerçekten de don kişot, dünyanın en iyi romanı bence de. hem karakterlerinin ölümsüzlüğü, tekniğinin mükemmelliği, döneminin edebiyatını ve durumunu hicvedişi ve hem de roman türünün yolunu açması bakımından birinciliği fazlasıyla hak anna karenina tolstoy bu romanı birçok eleştirmen ve yazara göre en iyi romandır. gerçekten de en iyisi olabilirdi ama don kişot olmasaydı. anna karenina da tekniğinin mükemmeliği ile dikkat çekiyor. roman türünün o döneme kadarki en iyi yapıtıydı teknik açıdan. iç monolog tekniği ilk kez bu romanda kullanılmıştı. anna karakteri ise madame bowary ile birlikte en iyi kadın karakter olarak suç ve ceza dostoyevski gibi ortak kanı, bu romanın dünyadaki en güzel roman olduğudur. yazılmış en iyi psikolojik betimlemeler de bu romandadır. teknik açıdan kusurları olması, onu üçüncü sıraya kardeşler dostoyevski açıdan suç ve ceza'dan daha iyi olmasına rağmen, onun kadar sürükleyici değildir. bu nedenle onun gerisindedir bence. üstelik karakterleri de raskolnikov kadar başarılı da değildir. herkes raskolnikov'u bilir, ama ivan karamazof'u kaç kişi hatırlar?5-ulysses james joyce kişot'tan sonraki en devrimci yapıttır ulsses. roman türünün gidişatını değiştirmiştir. modernizmin tam anlamıyla başlatıcısı olmuştur. sayısız farklı üslüp, teknik, biçim , tür denenmiştir romanda. ama zor okunurluğu onu sırada gerilere düşürmüştür benim yüzyıllık yalnızlık gabriel garcia marquez ustası marquez'in bu romanı da don kişot ve ulysses gibi adeta manifesto niteliğindedir. yepyeni bir akımın yerleşmesine en büyük etkiyi yapmıştır. latin amerika edebiyatının dünyaca tanınmasını sağlamıştır. ayrıca yeni romancıların savının geçersiz olduğu ortaya konmuştur. yeni romancılara göre roman türünün sonu gelmişti. oysa marquez öyle bir roman yayınladı ki, dünya edebiyatı bir anda sarsıldı. büyülü gerçekçilik akımının en iyi zamanın izinde marcel proust bu yapıtı ulysses ile mücadele edebilecek iki yapıttan biridir modern romanda diğeri niteliksiz adam. zaman kavramını altüst eden roman, sadece edebiyatı değil, diğer sanat dallarına da bu açıdan etki adam robert musil güzelliği açısından bence hiçbir roman niteliksiz adam ile baş edemez. o kadar pürüzsüz, akıcıdır ki, okur kendini bir anda romanın içinde olaylar arasında bulur. ama konusunun karmaşıklığı okuru zorlar biraz. ayrıca yazar her ne kadar evrensel bir tema belirlemişse de sanırım bunu yeterince romana ve barış tolstoy bu destansı romanı, roman türünün en devasa yapıtıdır. hiçbir uzun soluklu yapıt, savaş ve barış'ın bütünlüğünü ve edebiliğini aşamaz. yaklaşık 500 karakter yer alır romanda. okur bunların çoğunu az çok gözünde canlandırabilir. tekniği sağlam olay akışı kusursuzdur. 10-madame bovary gustave flaubert bu başyapıtı kendi dönemine kadar don kişot dışında en çok sansasyon yaratan, en çok tartışılan kitabıydı. mahkemelere dahi düşmüştü. ancak aklanan bu roman hiç kuşkusuz tüm zamanların en iyi romanlarından biri olarak karşılandı. romantizm akımını bitirdi, realizm akımını başlattı.
Anna Karenina romanı, Lev Tolstoy tarafından 1873 ve 1877 yılları arasında realist bir bakış açısıyla kaleme alınmış bir eserdir. Anna Karenina romanı, ilk yayınlandığı sıralarda bölüm bölüm yayınlanmış ve daha sonra da bir arada toplanarak kitap haline getirilmiştir. Bu roman, Rusya’nın toplumsal yapısını ve yaşayış tarzını anlatıyor olmasıyla çok fazla benimsenmiş ve birçok farklı listede dünyanın en iyi romanları arasında yerini almıştır. Aynı zamanda Dünya Klasikleri arasında yer alan Anna Karenina, özellikle de insan karakterinin analizi ve psikolojik tahlilleriyle çok başarılı bir romandır. Öyle ki Dostoyevski, bu roman hakkında şu sözleri dile getirmiştir “Anna Karenina, çağımızın Avrupa edebiyatındaki benzerlerinden hiç birisinin, kendisiyle boy ölçüşemeyeceği kadar kusursuz, mükemmel ve ölümsüz bir sanat eseridir.” Anlatılanlara göre bu eser, Tolstoy hakkında otobiyografik ögeleri bünyesinde bulunduruyordur. Romandaki karakterlerin, yazar tarafından gerçek hayatta tanınan kişilerden alıntılandığı da söyleniyor. Romanda geçen Levin’in kardeşi Nikolay, gerçek hayatta da Lev Tolstoy’un öz kardeşidir. Ve romanda olduğu gibi gerçekte de Tolstoy’un gözlerinin önünde veremden ölmüştür. Henri Troyat tarafından kaleme alınan Tolstoy biyografisinin anlatıldığı kitapta ise Anna Karenina’nın gerçekliği şu sözlerle ifade edilmiştir “Tolstoy’un Komşusu ve aynı zamanda da arkadaşı olan Bibikov, Anna Stepanovna Pirogova adlı bir kadınla yaşıyordu. Uzun boylu, geniş yüzlü bu kadın, onun metresiydi. Adam, onu pek umursamıyordu. Hatta başka biriyle evlenme planları yapıyordu. Onun bu ihanetini öğrenen Anna, sadece birkaç eşyasını alıp kaçtı. Ve ardından kendini trenlerin altına attığı haberi geldi. Ölmeden önce Bibikov’a bir de mesaj göndermişti. Özetle katilim sensin’ diyordu.” Anna Karenina – Lev TolstoyAnna Karenina Kimdir?Anna Karenina Romanının KahramanlarıAnna Karenina Romanının AnafikriAnna Karenina Romanı Kısaca Konusu Anna Karenina Romanının ÖzetiLev Tolstoy KitaplarıEditör Tavsiyesi ?Tolstoy “Anna Karenina” Romanı Hakkında Sık Sorulan SorularAnna Karenina Ne Zaman Yazıldı?Anna Karenina 1. Cilt Kaç Sayfa?Anna Karenina 2. Cilt Kaç Sayfa?Anna Karenina Romanı Hangi Akımın Etkisinde Yazılmıştır?Tolstoy Hangi Akımdan Etkilenmiştir?Anna Karenina Romanında Ne Anlatılıyor?Anna Karenina Romanının Kahramanları Kimlerdir?Anna Karenina Kaç Ciltten Oluşur?Lev Tolstoy Ne Zaman Doğdu?Tolstoy Ne Zaman Öldü?Tolstoy Nerede Doğdu? 1870’li yıllarda Tolstoy tarafından yazılan Anna Karenina, Rus edebiyatının başyapıtlarından olmasının yanı sıra tüm dünyada büyük ilgi çeken ve günümüzde hâlâ binlerce insan tarafından okunan eşsiz bir eserdir. Realist bir bakış açısıyla kaleme alınan Anna Karenina, sosyal durumları ve psikolojik konulara değinen gerçekçi anlayışla yazılmış zamanın en önemli eserlerindendir. Tolstoy’un en çok bilinen eseri Anna Karenina, aynı zamanda birçok filme de konu olmuştur. Bu romandan alıntılarla vizyona giren son film ise 28 Aralık 2012’dedir. Anna Karenina, aristokrat sınıfının yaşantısını, Çarlık Rusya’nın yönetim biçimini en detaylı biçimde ele alan realist anlayışla yazılmış bir romandır. Roman karakterlerinin Tolstoy hakkında biyografik ögeler içeriyor olması, Anna Karenina karakterinin de gerçek olabileceği fikrini uyandırıyor. Bu eserde aristokrat sınıfının zengin, güzel ve kültürlü bir üyesinin evli olduğu halde yasak aşk yaşaması anlatılıyor. Anna Karenina başyapıtını kaleme alan Tolstoy hakkında detaylı bilgi sahibi olmak için linke tıklayabilirsiniz. ?İlginizi Çekebilir Varoluşsal Sancıların Sesi Tolstoy’un Hayatı ve Edebi Kişiliği Lev Tolstoy Kimdir? TIKLAYIN Anna Karenina Kimdir? Anna Karenina, Çarlık Rusya’nın aristokrat sınıfına dahil olan zengin, güzel ve kültürlü bir kadındır. Yüzbaşı Kont Aleski Vronski ve Aleksey Aleksandroviç Karenin adlı iki adamın arasında kalan Anna, aldığı riskler ve yanlış kararların neticesinde trajik bir aşk hikayesine konu olur. Bir kadının sevdiği adam için neleri feda edebileceğini detaylıca gösteren bir karakterdir. Fakat hissettiği aşk, onu hayatın karanlık yüzüyle karşılaştırınca hissettiği pişmanlığın ne kadar ağır olacağını da göstermiştir. O dönemde kocasını aldatan birçok kadının olmasına rağmen yaşadığı yasak aşkı cesurca ve dürüstçe en başından itiraf eden tek kadının Anna Karenina olması, ona karşı ne kadar olumlu şeyler hissettirse de sonrasında eşine verdiği sözden dönmesi üzerine düşünceler de olumsuz yöne çevrilmiştir. ?İlginizi Çekebilir Oğuz Atay Tehlikeli Oyunlar Kitap Özeti [?KARŞILAŞTIRMA] TIKLAYIN Anna Karenina karakteri, bize aşkın nasıl bir güç ve cesaret verdiğini gösterdiği gibi aynı zamanda alınan cesurca kararların sonucunda ne denli uçuruma sürükleyeceğini de gösteriyor. Aşk, dayanılmaz bir duygudur ve mantığımızı ele geçirir ve bazen risk almanın o kadar da iyi olmayacağını gösterir. Yaptığım bu tanımı romanın özetini okuduğunuzda çok daha iyi anlayacaksınız. Fakat romanın özetine geçmeden önce karakterler hakkında bilgi sahibi olmanız için onların özelliklerine değineceğim. Anna Karenina Romanının Kahramanları Romanda ne kadar aristokrat sınıfı ve Çarlık Rusya’nın yönetim biçimi de anlatılıyor olsa bile, Anna Karenina isimli karakterin yaşadığı aşk, birçoğumuzun daha çok dikkatini çekiyor. Anna Karenina’nın hayatına dokunan karakterler şunlardır Anna Karenina Romanın başkahramanlarından Anna Karenina, aristokrat bir yaşam yapısına sahip, sevgi ve duygusal dürüstlük arayışı olan evli bir kadındır. Anna’nın yasak aşkı, onu zamanla sefalete ve intihara sürükler. Karenina, her anlamda kendini yetiştirmiş kültürlü, zeki ve güzel bir kadındır. Yüksek sosyetede neredeyse herkesin dikkatini çeken biridir. Anna, evliliğinde hiç mutlu değildir ve başka bir adama aşık olduğunda bunu en başında kocasına açıklayabilecek kadar cesur ve yürekli bir kadındır. Yüzbaşı Kont Vronski Zengin ve atılgan bir subaydır. Yakışıklı ve tutkulu bu Vronski, Anna’ya karşı her zaman şefkatli davranmıştır fakat bu ikilinin aşkı onu kariyerinden uzaklaştırınca büyük bir hayal kırıklığına uğramıştır. Evli bir kadın olan Anna’yla olan ilişkisi ona büyük bir vicdan yükü vermiştir. Levin Prenses Kitty’ye aşık olan cömert ve yürekli bir çiftçidir. Entelektüel ve felsefi bir kişidir fakat bu düşüncelerini tarım gibi konularda uygulamaya geçirir ve kölelik düzenini değiştirir. Levin’in Kitty ile birlikte olma çabaları en başında karşılık bulamasa da sonunda mutlu bir evlilikle sonuçlanır. Ekaterina Alexandrovna Shcherbatskaya Kitty Başta Yüzbaşı Vronski’yle birlikte olan fakat yarı yolda bırakıldıktan bir süre sonra çiftçi Levin’in aşkına karşılık vererek onunla evlenen bir kadındır. Hayatın bazı kırıcı gerçeklikleri karşısında her zaman dik durmaya çalışır. Prens Stepan Arkadyaviç Prens Stepan, Anna’nın erkek kardeşidir. Tamamen zevke düşkünlüğüyle bilinen Stiva karakteri, gerçekte Tolstoy’un St. Petersburg yaşamının bir simgesiydi. Romanın karakterlerini tanıdığınıza göre şimdi de bu karakterlerin bize Anna Karenina romanında hangi anafikri vermek istediklerini görelim. ?İlginizi Çekebilir Kitap Nasıl Okunur En Etkili 8 Kitap Okuma Teknikleri TIKLAYIN Anna Karenina Romanının Anafikri Temelinde sevginin olmadığı hiçbir evlilik, sonsuz mutluluğa ulaşamaz. Yüksek sosyetenin çürük kuralları ve evlilikleri, beklenen huzuru veremez. Evliliklerin maddi anlamda ve makam konularındaki çıkarlar üzerine kurulmaması gerekir. Doğallığın ve uyumun olmadığı hiçbir evlilik huzur bulmanızı sağlamaz. Anna Karenina Romanı Kısaca Konusu Lev Tolstoy tarafından kaleme alınan ve Rus edebiyatının başyapıtlarından olan Anna Karenina romanı, kültürlü, güzel ve aristokrat bir yaşam koşullarına sahip bir kadının evli olmasına rağmen yaşadığı yasak aşkı konu ediniyor. Zamanının toplumsal yapısını ve insan karakterinin analizini en başarılı şekilde sunan Anna Karenina romanı, kocasını aldatan birçok kadından bahsediyor fakat bu kadınların hiçbiri Anna kadar dürüst değildir. Romanın sonunda Anna, bu aldatışının bedelini buhran içerisinde kendini tren raylarının önüne atarken öder. ?İlginizi Çekebilir Kitap Okumanın Faydaları Mutlaka Okunması Gereken 40 Kitap Önerisi TIKLAYIN Anna Karenina Romanının Özeti Anna Karenina, kültürlü bir ailede iyi yetiştirilmiş olan, güzel, alımlı, ince, kültürlü ve çok bakımlı bir kadındır. Anna, yüksek makamlı bir devlet memuru olan Aleksey Aleksandroviç Karenin adlı bir adamla evlidir. Bu çiftin bir tane de çocukları vardır ve bu aile birbirine karşı sevgisiz olmalarının yanı sıra, aynı zamanda da monoton özelliklere sahiptir. Ne Anna ne de Aleksey, bu evlilikten mutlu olmamaya başlarlar. Anna’nın tek mutluluğu evi ve çocuğudur. Bir gün Anna Karenina, ağabeyi Prens Stepan Arkadyaviçin karısıyla arasının bozulduğunu öğrenir. Ve bu iki karı kocayı yeniden bir araya getirmek için ağabeyinin evine yani Moskova’ya gider. Tek amacı bu çifti barıştırmak olan Anna, beklenmedik kişiler ve olaylarla karşılaşacaktır. Ve bu olaylar sonucunda hayatı birden bire farklı bir yöne gidecektir. Tabi o, henüz bunların olacağının farkında değildir. İlginizi Çekebilir Ünlü Düşünür Sözleri TIKLAYIN Moskova’daki ağabeyi Prens Stepan Arkadyaviç’in evine gittiğinde çok yakışıklı bir adam olan ve geçtiği her yerde dikkat çekebilmeyi başaran Yüzbaşı Kont Aleski Vronski ile tanışır. Yüzbaşı Kont Aleski Vronski, Anna’yı çok çekici ve güzel bulmuştur. Böyle bir kadını güzel bulmamak mümkün değildir zaten. Derken eve yalnız gitmesine izin vermemiş ve onu yalnız bırakmamıştır. Tabi bu sırada yüzbaşı Kont Aleski, Stiva’nın kızkardeşi olan Prenses Yekaterina Aleksandrovna Şçerbatski Kitiye kur yapıyor, civardaki herkes de bunu biliyordur. Orada sürekli Vronski ve Prenses Kiti’nin aşkı konuşuluyordur. Buna rağmen Vronski, Anna’ya karşı olan ilgisini kaybetmemiştir. Eski bir çiftçi ailesinin oğlu olan genç adam Konstantin Levin ise, yüzbaşıyla aşk yaşayan Prenses Kiti’ye aşıktır. Prenses de Levin’e karşı hoş duygular hissetmiştir fakat ailesinin ikna çabaları üzerine Kont Vronsky ile birlikte olmayı seçmiştir. Bu seçimden dolayı Levin çok acı çekiyordur. Ona evlenme teklifi etse bile Kiti, bu teklifi yüzbaşı nedeniyle reddetmek zorunda kalmıştır. Levin’in sade bir çiftçi olması, Kiti’nin ailesinin Vronski’yle daha parlak bir geleceğinin olacağını düşünmesi genç çiftçinin köyüne dönüp Kiti’yi unutmaya çalışmasına neden olmuştur. Bütün olanlara rağmen Anna Karenina’ya aşık olan yüzbaşı Vronski, prensese karşı olan ilgisini kaybetmeye başlayarak kuruna Anna üzerinden devam etmiştir. İlk zamanlar yapılan bu kurlara tepkisiz kalan Karenina, bu genç ve yakışıklı yüzbaşının kurlarına daha fazla dayanamaz çünkü kocasından hiçbir zaman görmediği ilgiyi ona gösteriyordur. Zamanla Anna da yakışıklı yüzbaşına karşılık vermeye başlamış ve çevredekilere görünmekten çekinmeyecek kadar birbirlerine karşı sevgi duymaya başlamışlardır. ? İlginizi Çekebilir Çocuklara Kitap Okuma Alışkanlığı Nasıl Kazandırılır En İyi 10 Çocuk Kitabı TIKLAYIN Prenses, hem Vronski’nin ilgisini kaybetmenin hem de Levin’i kaybetmenin acısıyla hastalanmıştır fakat ailesiyle birlikte gittikleri Alman kaplıcalarında kaybettiği sağlığını yeniden kazanmıştır. Ardından yavaş yavaş Vronski’yi unutmaya başlamıştır. Anna, kendisini Moskova’dan Petersburg’a kadar yalnız bırakmayıp eşlik eden Vronski’ye karşı ilgisiz kalamıyordur. Öyle ki, dedikodulara bile aldırış etmeden onunla olan aşkını sürdürmeye devam etmiştir. Ve hiç beklenmedik bir şey gerçekleşmiştir. Anna, Yüzbaşı Kont Aleski Vronski’den hamile kalmıştır… Anna’nın yüksek devlet memuru olan eşi Aleksey Aleksandroviç Karenin, karısının başka bir adamı seviyor olmasına karışmamıştır fakat mevkisinin sarsılacağı korkusu içini kaplamıştır. Bu durumu karısına açtıktan sonra Anna, yüzbaşıyla olan ilişkisini sürdürmeyerek sonlandıracağını dair söz vermiş ve bu sözünde durarak kararını da Yüzbaşı Vronski’ye söylemiştir. Anna’nın bu kararını Petersburg’da öğrenen yüzbaşı, at yarışı sırasında atının tökezlemesi nedeniyle düşerek ağır yaralanmıştır. Bu sırada yarışı izleyen Anna, sevdiği adamın öldüğünü zannedip kocası Aleksey’e her şeyi itiraf etmiştir. Fakat Aleksey, mevkisinin sarsılmasına izin vermeyeceğini ve bu nedenle de boşanmayı reddettiğini, yüzbaşıyla olan ilişkisini de sonlandırmasını ister. Kont’un ölmediği haberini alan Anna, kocasına verdiği sözü bozarak onunla olan ilişkisini sürdürmeye devam eder. Bu sırada Kitti’ye ettiği evlilik teklifinin reddedilmesi nedeniyle köşküne dönen Levin, kölelik düzeni konusunda farklı adımlar atarak yeni düzenlemeler ortaya koyar. Ardından bu yeni düzeni Kitti’ye anlatmak için yeniden Moskova’ya döner. ? İlginizi Çekebilir Yaşam Üzerine Sorgulatan Dostoyevski Sözleri ve Kitap Alıntıları TIKLAYIN Genç ve yakışıklı Yüzbaşı Vronski, Anna’dan eşinden boşanmasını ve kendisiyle birlikte olmasını ister. Anna’nın kocasının boşanmayı reddetmesine rağmen karısının ilişkisini sürdürdüğünü görmesi üzerine boşanmayı kabul eder fakat oğlunu Anna’ya göstermez. Karısının doğum yapacağını ve ölüm döşeğinde olduğunu öğrenen Aleksey, hem kendini aldatan karısını hem de aldattığı adamı affetmek zorunda kalır. Vronski, bu utanç karşısında kendini öldürme kararı alır ve bu girişimin sonucunda kendini yaralar. Bir zaman sonra hem Anna Karenina, hem de Yüzbaşı Vronski, sağlıklarına yeniden kavuşurlar. Bu olaylardan sonra Anna, eşinden boşanarak oğlunun velayetinin de onda kalmasına karar vermiştir. Vronski ise ordudan ayrılacak ve çocuklarını birlikte büyüteceklerdir. Birbirlerini çok seven bu çift, her şeyi geride bırakarak İtalya’ya giderler. Bir süre herkesten ve her şeyden uzak yaşarlar. Kiti’ye yeniden evlenme teklifi eden çiftçi Levin, bu sefer aşkına karşılık verildiğini görünce çok mutlu olur. Bu genç ve güzel çift evlenirler. Mutlu birlikteliklerinin ardından da çok güzel bir çocukları olur. Bir süre sonra İtalya’dan dönen Yüzbaşı Vronski ve Anna Karenina, birlikte yüzbaşının köşküne yerleşirler. Anna bu süreçte kocasına gözükmeden gizlice çocuğunu görmeye gitmektedir. Yavaş yavaş vicdan azabının baskın gelmeye başlaması, Anna’yı huzursuzlaştırmış ve o da bu huzursuzluk nedeniyle ve böyle bir hayat yaşıyor olmalarından dolayı Vronski’ye rahat vermemeye başlamıştır. ? İlginizi Çekebilir Türk ve Dünya Edebiyatının En İyi 10 Aşk Kitapları TIKLAYIN Anna, artık toplum tarafından dışlanmaya başlayan bir kadındır ve onun bu kadar dışlanması huysuz, sinirli ve kıskanç bir kadın olmasına neden olmuştur. Bu durum karşısında Vronski’yle de arası bozulmaya başlamıştır. Bunun üzerine bir de Vronski’nin başka bir kadına bağlandığını öğrenen Anna, artık kendisini sevmediğini düşünerek baskın bir şekilde pişmanlık hissini yaşamaya başlamıştır. Bir gün kendini bir şekilde Vronski ile tanıştıkları tren istasyonunda bulan Anna, o bunalım haliyle kendini bir trenin önüne atmış ve hayatına son vermiştir. Lev Tolstoy Kitapları Anna Karenina, İnsan Ne ile Yaşar, Savaş ve Barış, İvan İlyiç’in Ölümü, Diriliş, Çocukluğum, Hacı Murat, Tanrı’nın Egemenliği İçinizdedir, İtiraflarım, Kazaklar, Kreutzer Sonat, Aile Mutluluğu, İlk Gençlik, Gençlik, İnsana Ne Kadar Toprak Lazım, Sanat Nedir?, Efendi ile Uşak, Bilgelik Kuponu, Sahte Kupon, Sergi Baba. Editör Tavsiyesi ? Temelinde sevgi olmayan hiçbir durumun ya da ilişkinin sağlıklı olmayacağını ve yapılan evlilikler dahil maddi çıkarlar üzerine kurulan hiçbir ilişkinin sağlam kalmayacağını Tolstoy’un kaleminden görmek için linke buraya tıklayarak Anna Karenina romanını satın alabilirsiniz. ?İlginizi Çekebilir Yaşam Üzerine Sorgulatan Dostoyevski Sözleri ve Kitap Alıntıları Tolstoy “Anna Karenina” Romanı Hakkında Sık Sorulan Sorular Anna Karenina Ne Zaman Yazıldı? Tolstoy’un en çok okunan eseri Anna Karenina, 1873 ve 1877 yılları arasında yazılmıştır. Anna Karenina 1. Cilt Kaç Sayfa? Aristokrat sınıfında yaşanan aşkı anlatan Anna Karenina romanının 1. cildi 565 sayfadır. Anna Karenina 2. Cilt Kaç Sayfa? Lev Tolstoy’un en başarılı eserlerinden Anna Karenina romanının 2. cildi 485 sayfadan oluşuyor. Anna Karenina Romanı Hangi Akımın Etkisinde Yazılmıştır? Tolstoy tarafından kaleme alınan Anna Karenina, realizm akımının etkisiyle yazılmış bir romandır. Tolstoy Hangi Akımdan Etkilenmiştir? Rus yazar Lev Tolstoy, gerçekçilik akımından etkilenmiştir. Anna Karenina Romanında Ne Anlatılıyor? Anna Karenina eserinde Çarlık Rusya’nın aristokrat sınıfının yaşantısı ve yasak aşkın trajik hikâyesi anlatılıyor. Anna Karenina Romanının Kahramanları Kimlerdir? Trajik bir aşk hikayesini konu edinen Anna Karenina romanının karakterleri; Anna Karenina, Kont Vronski, Konstantin Dimitrijevic Levin, Prenses Yekaterina Aleksandrovna Şçerbatski, Aleksey Aleksandroviç Karenin, Oblonski, Darya Aleksandrovna, Sergey Alekseyeviç Karenin, Sergey İvanoviç, Kontes Lidya İvanovna, Nikolay Levin, Prenses Betsi Tverskaya, Kontes Vronskaya ve Varenka’dır. Anna Karenina Kaç Ciltten Oluşur? 1828-1910 yılları arasında yaşayan Tolstoy’un Anna Karenina romanı iki ciltten oluşuyor. Lev Tolstoy Ne Zaman Doğdu? Rus edebiyatının öncü ismi Tolstoy, 9 Eylül 1828 tarihinde dünyaya gelmiştir. Tolstoy Ne Zaman Öldü? Dünya klasiklerinin en etkili yazarlarından Tolstoy, 20 Kasım 1910 yılında hayatını kaybetti. Tolstoy Nerede Doğdu? Dünyanın en iyi yazarlarından Tolstoy, Rusya Yasnaya Polyana’da dünyaya gelmiştir. Bu yazıyı puanlamak için tıklayın!
tolstoy un en iyi romanı